SEN KİMSENİN PSİKOLOĞU DEĞİLSİN!

Dert dinlemeye, başkalarına yardımcı olmaya, aslında insanların yaralarına merhem olmaya çok meyilli bir toplumuz değil mi?

Bay ve bayan iyilik meleği, yardımsever, çok iyi kalpli, sürekli yanımda olan insan, kara gün dostu. Bu sıfatları kendinize yakıştırıyor muyuz? Duymaktan hoşlanıyor muyuz? Ya da başkalarının dilinde bu şekilde var olmak, bu şekilde anılmak güzel bir davranış mı? Sağlıklı bir tutum mu? İstiyorum ki, bu yaşam koçluğu yazımızda bunun üzerine bir sohbet gerçekleştirelim.

Sevgili arkadaşım; yardım etmek, sevdiklerimizin, dostlarımızın, arkadaşlarımızın üzüntülü zamanlarını paylaşmak, onlar istediği sürece onlara dokunmak, yardım taleplerinde elimizden geldiğince yanlarında olmak, elbette bizde olması gereken bir tutum. Burada önemli olan bunun dozu ne? Yani biz kimiz? Biz, arkadaşlarımızın, çevremizin gözünde bayan ya da bay yardım meleği miyiz? Biz çok büyük bir hayırsever miyiz? Biz kara gün dostunun tabiri caizse dibi miyiz, biz kimiz? Biz başkalarına yardım edeceğiz diye kendimize yardım etmekten aciz biri miyiz yoksa? Biz başkalarının ağlama duvarı mıyız? Günün hangi saatinde olursa olsun arayabilecekleri kişi miyiz? Bıkmadan, usanmadan onları dinleyecek olan mıyız? Kendi hayatımızı hiçe sayarak onların derdi ile dertlenen, adeta onların sorunlarını kendi sorunlarımızmış gibi algılayan kişi miyiz? İşte bu nokta bence kronikleşmiş bir tutum bunu acilen terk etmemiz gerekiyor. Evet biz arkadaşız, dostuz, arkadaş ve dost kimliğimizle çevremizin yanında olabiliriz onlar talep ettiği ölçüde, yine onların talepleri doğrultusunda tavsiyelerde bulunabilir, görüşlerimizi söyleyebiliriz ama hepsi bu kadar.

Bunun dışında olayın içine en az onlar kadar girmek, deminde dediğim gibi, onların yaşadıklarını kendi yaşamımızın bir parçasıymış gibi kabul edip, ona göre bir davranış oluşturmak hiç de sağlıklı bir tutum değil. Bunun sana ciddi anlamda zararları dokunduğunu düşünüyorum yaşam yolculuğunda. Böyle yaşayan arkadaşlarımız var, senin çevrende de var değil mi?

Ben her yaşam koçluğu yazılarımda şunu söylüyorum; olumsuz kişiliklerden, Olumsuzlukla beslenen insanlardan mümkün olduğunca uzak durmamız gerekiyor. Yaşamımızdan çıkarmak mümkün değilse, o sınırı, o duvarı iyi belirlemek gerekiyor. İşte bu tür insanlar, genelde olumsuzlukla beslenen insanlar, sürekli dertlerini anlatmayı seven, dertleriyle yaşamayı seven ve bunu dinleyecek kişiyi bulduğunda da ona yapışan insanlar oluveriyorlar.

İşte lütfen bunlardan biri olma yani gel bana anlat, beni istediğin kadar yor, senin derdin benim derdim, beraber çözüm buluruz deme kimseye. Bunun çok doğru bir tutum olmadığı da aşikar. Çünkü senin onun sorunu üzerine beyan edeceğin her türlü görüş, onun için ciddi bir yargı niteliği de taşıyabilir, onu hayatında. Sizin yönlendirmelerinize uyarak yaptığı değişikliklerden olumsuz dönüşler aldığında da seni mesul tutabilir. Sen onun arkadaşısın evet, istediği zaman demin de belirttiğim gibi tavsiye ve önerilerde bulunabilirsin ama bir doktor edasıyla, bir psikolog edasıyla ya da işin uzmanı gibi teşhiste bulunmak hele ki buna meyilli bir kişilikse karşındaki, yani hemen alayım bu denileni ve hayatıma uygulamaya geçeyim şeklinde ise vay haline. Bir de bunun sonuçlarının serzenişlerini yaşayacaksın onda ne gerek var?

Gördüğün gibi hiç de doğru bir tutum değil, sağlıklı da değil çünkü sen bu tür kişilikle yani sürekli dert anlatan, hayatın olumsuzluklarına odaklı bir yapıyla haşır neşir olduğun sürece o girdaba sen de gireceksin. Ve senin hayatının bir parçası dahi olmayan sorunları belki evine, eşine, çocuğuna, annene- babana, işine, hayatının geneline yansıtacaktır ki ne gerek var? Biz burada kimlikleri karıştırmayalım lütfen sevgili arkadaşım. Biz kimsenin psikoloğu değiliz, psikologların, psikiyatrların hastaları vardır, koçların danışanları vardır ama senin arkadaşların olabilir ancak. Ve arkadaşlarına onların yaşadıkları her ne olursa olsun asla çözüm bulucu değilsin, senin, ağlama duvarın benim, gel bana ne derdin varsa anlat, dert sende deva bende izlenimini verme, bu senin yaşamından çalar.

Hep söylüyorum; fedakarlık feda ettiğin sürece çok sağlıksız bir tutum ve lütfen yaşamının bundan sonraki evrelerinde asla psikolog edasıyla davranma olur mu? Sen kendi sağlığın için, kendi yaşam kaliten için, yaşamından fedakarlıkta bulunarak kimsenin hayatının odak noktası haline gelme, seni oraya koyup senden beslenmesine bu anlamda da dediğim gibi olumsuzluk girdabına seni de çekmesine izin verme.

Bu yaşam koçluğu yazımızın farkındalığı şu olsun: Bizim arkadaş ve dostlarınız var, onlar istediği sürece, yaşadıkları sorunlarla ilgili tavsiyelerde, belki görüşlerde bulunabiliriz ama asla teşhis koyamayız, yargıda bulunamayız. Çünkü biz kimsenin psikoloğu değiliz, olur mu?

Randevu İçin