Dersini çalış, dersin bitti mi, ne kadar ders çalıştın; ders, ders, ders ve gün sonunda ders vermeye yönelik sonuç cümleleri: Hiç ders çalışmıyorsun, bu da ders çalışmak mı, ders çalışmak kim sen kim? e kadar uzanan zıtlaşmalar.
Öğrenci danışanlarım bu konuda en çok elbette ki ailelerinden şikayetçiler. Roller değişiyor. Bazen anne, bazen baba. Bazen çocukları konusunda iyi polis kötü polis oyunu bile oynuyorlar. Nasıl bir oyunsa? ve bugüne dek nasıl olumlu sonuçlar aldılarsa? Her neyse, konumuza geri dönelim. Artık çocuklarımız “Ders” ile başlayan her cümleye karşı bir savunma mekanizması geliştirmiş durumda. Bahaneler, savunmalar, çalışmalar hep bu sözcüğün sonuçları olabiliyor çoğu zaman. Akademik başarıda “Ders çalışmak” elbette ki altın bir kural. Ancak tek başına ve içi doldurulmadıktan sonra hiç de anlam ifade etmiyor.
Çocuğun başarısı elbette dizginleri onun elinde olan başarı olmalıdır. Ancak unutulmamalı, aile ya da baba yakın çevre büyükanne, büyükbaba bu sürecin içinde destekleyen pozisyonda konumlandırmalılar kendilerini, köstekleyen değil. Elbette hiçbir ebeveyn çocuğu için yanlış olanı istemez ve yapmaz. Ama bazen doğru olduğunu düşündüğünüz davranışlar aslında tam da düzeltilmesi gerekenler olabiliyor. İnanın, kendimizde yapacağımız üsluba, davranışa yönelik bazı ufak dokunuşların çocuğun akademik başarısı üzerinde çok olumlu sonuçları oluyor şaşırırsınız…
Bir gün danışanlarımdan biri “Annem, ders çalış demese kendimi çok mutlu hissedeceğim” demişti. Sohbetimiz ilerledikçe, onun mutsuz olmasının “ders çalış” cümlesini çok duymaktan değil, artık başka cümleler mesela motive edici ya da destekleyici cümleler duymamasından kaynaklı olduğunu keşfettik. “Ders” kelimesi ile başlamayan bir cümlenin neredeyse evde kullanılmıyor olduğunu söyledi. “Yok bizde bu kadar değil!” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette, ebeveynler olarak bunu kasıtlı yapmıyoruz. Ama, artık “Akademik Hayat” bizim evin diğer bireyi gibi, onla ilgili sözcüklerde dilimize pelesenk olarak yerleşmiş durumda, bunu gözden kaçırıyoruz.
Şimdi fark etme zamanı. Öncekiyazılarımda, akademik başarı, daha doğrusu “Başarı”nın tanımını yapmıştık. Akademik başarıda, zirve odaklı değil, öğrencinin hedefleri doğrultusunda attığı her küçük adım olarak anlatmıştık. Bu yönde yapılacak ders programını “21 Günlük Öğrenci Başarı Takvimi” çocuğumuzun kendi isteğiyle bağlı kalması ve uygulaması hareket noktamız olmuştu. Lütfen bunları unutmayalım, uygulamada da titiz olalım. Olalım derken çocuğumuza bu çalışmada motive edici bir etkide bulunalım. Cesaretlendirelim, yapabileceğini ve hedeflerine yakın ya da uzak ulaşabileceği konusunda yüreklendirelim. Buna, sözlüklerinizi ve cümlelerinizi değiştirerek başlayabilirsiniz. Demokles’in kılıcı gibi sürekli aynı cümlelerle onun başında durmak; akademik başarıyı arttırmayacağı gibi inanın ilişkilerimizde de ciddi uçurumlar yaratacaktır.
“Ders” kelimesi yerine “Programın nedir?” “Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?” “Takvimine sadık kalman harika bir şey seninle gurur duyuyorum.” gibi motive cümleleri ona yapabileceğiniz en büyük destektir UNUTMAYIN! Sorgu yok, hesap vermesini istemek, baskı yapmak, azarlamak, küçümsemek, kıyaslamak yok. Çünkü bunları yapmakla onun başarabileceklerini hayal bile edemezsiniz. Ama bu tutum da sizin için bir egzersiz süreci. Alışkanlık gerektirir ve küçük ya da büyük tıkanmalarda yaklaşım şeklini değiştirmemeyi gerektirir. “Ders çalışmak” çoğu öğrenci için bir zevk değil sorumluluktur. Bunu inkar etmek mümkün değil. İşte bu noktada öğrencinin bu süreci daha zevk alarak yaşamasını sağlarken ailenin de desteği çok önemli olacaktır. Elbette her çocuğun motivasyonu şekli ve ders çalışma programı uygulama tarzı farklı olacaktır önceki yazımda da dediğim gibi, bir eğitim koçu ile çalışma şansınız yoksa çocuğunuzun yapabileceklerini belirleyip ona uygun bir programı hazırlamak ve sadık kalarak uygulamasını desteklemek iyi bir başlangıç olacaktır.
“Ders” kelimesi ya da bunun gibi sıkça kullandığınız direnç geliştiren sözcüklerin yerine onu motive edici sözcükler koymayı başarabilirsek değişim gözle görülür olacak emin olun.
Bir sonraki yazımda “Nasıl ders çalışacağımı, nasıl program yapacağımı, nasıl uygulayacağımı bilemiyorum” Sorusunun üzerine güzel ve basit bir örnekleme sohbeti gerçekleştireceğiz. Elbette ki plan; öğrenmeye, onun potansiyeline ve hedeflerine yönelik olmalıdır. Ancak genel bazı dokunuşlar her öğrenci için hedeflere yönelik önemli katkılar sağlar. Elbette, siz ebeveynlerin desteğiyle…
Unutmayın!
BAŞARISIZ ÇOCUK YOKTUR, POTANSİYELİ DOĞRU YÖNLENDİRİLMEMİŞ ÇOCUK VARDIR!
Randevu İçin