YOKSA SEN GAMLI BAYKUŞ MUSUN?

Ah, ah diye cümlelerimize başlama alışkanlığımız var mı? Yani sürekli şöyle bir efkarlı, kederli halimiz yani kısacası gamlı baykuş gibi hareket ediyor muyuz?

İşte bu yazımızda acaba öyle miyiz, belki onun cevabını buluruz.

Gamlı baykuş hikayesini duymayan var mı bilmiyorum ama bilmeyenler için şöyle kısaca anlatmak istiyorum. Gamlı baykuş ormanda bir ağacın dalında kederli kederli öterken oradan geçen bir tilki onun bu halini merak eder ve sorar; niçin bu kadar dertlisin diye? Bak der gökyüzüne yıldızlar yok, hava karanlık üstelik soğuk, yani mutsuz olmam için, kederli olmam için bir çok sebeplerim var. Doğru diye düşünür tilki. Ertesi gün yine oradan geçerken ki, hava çok güzeldir, gökyüzünde yıldızlar vardır ve sıcak bir esinti hakimdir ama gamlı baykuş yine dertli, dertli ötmeye devam eder. Sorar tilki: Bu güzel havaya rağmen niçin bu kadar kederlisin? Niye olmayayım ki der baykuş; dün biliyorsun çok kötüydü, yarın da öyle olabilir.

İşte bu gamlı baykuş hikayesini sevmemin nedeni; bugünün güzelliklerini görmeyip, geçmişin kederlerine veya geleceğin olmamış kederlerine olacakmış gibi takılıp kalmak. Etrafımda maalesef gerek danışanlarımda gerekse çevremde çok fazlaca tanık oluyorum: Kederden beslenen insanlar o kadar çok ki. Bu durum o kadar bir engel ki yaşam yolculuğumuzda, mutlu olmak adına, istediklerimizi yapmak adına,o gayretinizi böyle engelleyen koskoca bir duvar.

Şu gamlı baykuş kimliğimizden çıkmamız lazım. Bunun temelinde aslında şu hep düne bağımlılık, dünden beslenme dolayısıyla şu anı kaçırma ve yarına da yönelik, o dünden kaynaklanan olumsuz yaşanmışlıklarla ilgili komplo senaryoları oluşturmaktadır.

Bunu acilen terk etmemiz gerekiyor, bizim hükmümüzün geçtiği tek an şu zaman dilimi. Yani biz ne yapıyorsak, ne yapmamız gerekiyorsa şu anda gerçekleştirebiliriz. Yani örneğin bir yemek yapıyorsan, lütfen o yemeği yapmaya odaklan ve ondan keyif al, ya da bir arkadaşınla sohbet ediyorsan onun dışına çıkma. Yani dünün ya da yarın ki kurgulamalarının o anı gölgelemesine izin verme. Ya da her ne yapıyorsan anda kal. Çünkü yaşam gerçekten şu andan ibaret. Evet dün birçok şey yaşadık indik, çıktık, düştük, kalkmakta zorlandık belki hala o çaba içerisindeyiz ama tamam dün bitti ve bana ne bıraktı? Bugünkü beni.

Bugün eğer hala ayakta dik durabiliyorsam ve hala sağlıklı bir nefes alabiliyorsam demek ki düne teşekkür borçluyum ve ona bugünkü beni oluşturduğu için de minnettarlık duymalıyım. Çünkü yaşadığım en kötü şeyler bile en güzel tecrübelerim oldu. Bunun dışında hiçbir şey düşünme lütfen olur mu? Ne yaşamış olursan ol, onlara minnettarlık duy. Bugünkü bakış açın, bu günkü kendinde değiştirmek ve geliştirmek isteği içerisinde olman, yaşama karşı çaban hep düne borçlu olduğun şeyler.

İyi ki vardı dün ama bitti. Peki ya gelecek? Afaki bir şey, geleceğin ne getireceğini gelecekte ne yaşayacağını tahmin etmen çok da sağlıklı değil. Ayrıca ne gerek var, beni şu andan koparan, şu anki yaşam zevkimden çalan hiçbir şeye yaşamımızda müsaade etmemeliyiz. Evet hayallerimiz olmalı geleceğe yönelik güzel düşüncelerimiz olmalı ama benim bu yazımda farkındalık oluşturmak istediğim şey; dünün olumsuzlukları ile yarına bakmaman gerçeği. Çok sağlıksız ve seni ciddi anlamda engelleyen bir tutum. O zaman ne diyoruz: Düne, bugünkü beni oluşturduğu için çok teşekkür ediyoruz ve yolcu ediyoruz. Geleceğe yönelik hayaller kuruyoruz ama asla dünün gölgesinde felaket senaryoları oluşturmuyoruz ama elimizdeki tek gerçek olan yaşamıma dair zaman dilimi olan şu anda kalıyoruz ve anda her ne yapıyor isek onun tadını çıkarıyoruz olur mu?

Bu yaşam koçluğu yazımızda bahsettiğimiz gamlı baykuş kimliğimiz var ise onu terk etmemiz gerekliliğini fark ettik sanırım.

Çünkü biz çevremizde bile böyle insanlar istemiyoruz değil mi? Kederden beslenen onlarla vakit geçirince ruh halimizin hiç de olumlu beslenmediğini görüyoruz o zaman bizde böyle olmamalıyız.

Çünkü gamlı baykuş insanlarla ve kederden beslenen kişiliklerle çok fazla bir arada olmak istemez insanlar, değil mi?

Randevu İçin