Bana nutuk atma diyen bir çocuğumuz var mı? Şimdi anne baba olarak belki çocuğumuzdan bu cümleyi duyuyoruz ve hiç de hoşumuza gitmiyor. Çünkü bana nutuk atma demesini anlamlandıramıyoruz; biz unuttuk atmıyoruz ki, biz tavsiyelerde bulunuyoruz öngörülerimizi paylaşıyoruz, deneyimlerimizi anlatıyoruz aslında onun iyiliği için, onun istikbalini düşünerek çok yapıcı yaklaşımlarda bulunuyoruz değil mi?
Şimdi bu bizim penceremiz, bir de onun penceresinden bakalım; işte yine başladı bana, benle cümleler kurmaya yani ona göre bizim onun iyiliği adına kurduğumuz her cümle: Nutuk atma olarak anlamlandırıyor. Acaba şöyle bir objektif düşünürsek onun bu yakıştırmayı yapmasının altında bizim seçtiğimiz dilin, kullandığımız sözcüklerin, kurduğunuz cümlelerin bir anlamı olabilir mi?
Daha önceki eğitim koçluğu yazılarımda değindiğim gibi, sözcüklerin ve cümlelerin çocuklarımızla ilişkilerimizde adeta birer sihirli değnek olduğunu anlatmıştım. Üslubumuzda ufak tefek değişiklikler yaparak sağlıklı iletişim adına daha emin yollar kat edebiliyorduk çocuklarımızla iletişimimizde. Bana nutuk atma cümlesini çocuğumuza kurdurtan o dilimizi, bir keşfetsek ve onu daha da düzeltme yoluna gidebilsek yine aynı tavsiyeleri öngörüleri ve deneyimlerimizi paylaşacak ama karşımızda bu sefer duvar gibi bizi bloke eden çocuğumuz değil, dinleyen çocuğumuz olacak. Peki bunun için ne yapmalıyız?
Önce şu bana nutuk atma dedirten dile bir iki örnek vermek istiyorum:
Sınavdan düşük bir not aldı çocuğumuz; yaklaşımımız şu mu? Ben böyle olacağını
biliyordum. Ya da yeteri kadar ve düzenli çalışmadığını düşünüyorsunuz önümüzde de bir
LGS ya da üniversite sınavı var şöyle bir yorumda bulunuyor muyuz? Ben biliyorum ki, sen
bu çalışmayla iyi bir yeri kazanamayacaksın.
Her iki cümlede de, bu cümleler arttırılabilir “ben” dili var.
Şu ben dili ile çocuğumuzla iletişime başladığımız an zaten iletişim başlamadan bitti
demektir. Şu ben dilini kaldıracağız yani yine aynı çocuğumuz düşük not aldığında sana
bu notu aldıran sebepler neydi? Ne düşünüyorsun, fikrin ne? Ya da o, yaklaşan büyük
sınavlarla ilgili: Sence bu çalışma tarzın sınavlar için yeterli olacak mı? Şimdi bakın aslında
iki karşılaştırmada da, iki tabloda da istikamet aynıydı, aynı şeyleri sorduk ya da aynı
tecrübeleri paylaştık, öngörüleri paylaştık. Ama o üslup, işte çok farklı sonuçlar doğurdu.
Birincisinde yani o bence böyle yapacaksın, bence böyle olacaksın dediğimiz ben dilinde: Tamam öyleyim işte; nutuk atma’yı getirirken, diğeri yani sence ne yapılabilir? Sence bu doğru mu dediğimiz sen dili; ya, bunu konuşabiliriz aslında, benim de anlatmak istediklerim var’ ı beraberinde getirecektir. Lütfen ebeveynler olarak buna yürekten inanın.
Eğitim koçu olarak deneyimlerim bana hep şunu gösterdi ki: Eğitim koçluğu yazılarımda bunu çok sık yineliyorum; çocuğun okul başarısı, aile ile kurduğu sağlıklı iletişim ile ciddi anlamda artıyor. Ve biz bütün yazılarımızda ve çalışmalarımızda; çocuğumuzla sağlıklı iletişim kurma adına o, basamakları birer birer çıkmak, yanlışlarımızı varsa düzeltmek ve daha doğru iletişime giden süreci yaşamak istiyoruz ve bayağı da yol kat ettik.
İşte Bunlardan biri de çocuğumuzun bize: Bana nutuk atma deme duvarını ortadan
kaldırmak ve bunun için çözüm “ben” dilini ortadan kaldırmak.
Sence, sana göre, senin bakış açın, gibi söylemlerle sen dilini geliştirmek. Eğer
çocuğumuzun yaşadığı okul sürecini, onun süreci, doğrularıyla yanlışları ile onun imtihanı
diyerek biz direkt müdahil olmazsak, dışarıdan daha objektif ve motive eden olarak
bakmayı başarırsak, dahil olmayıp, hatta süreçte birinci kişi olmaktan vazgeçersek, orada
çocuğumuzun bize bakış açısı şöyle olacak: Bana çözüm odaklı yaklaşıyor, bana nutuk
atmıyor, beni dinliyor, cevap hakkım var, sorgulamıyor, itham etmiyor ve bunların hepsi
ciddi anlamda işte, gel senle sağlıklı iletişim kuralım sürecini başlatıyor. Her iki açıdan da
ve sonuçta ne oluyor? Okul sürecinde ya da işte bu sınavlara yaklaşırken akademik süreçte
yaşadığı sıkıntıları Onun yargılamayan ben dilini kullanmayan ona bir anlamda nutuk
atmayan ebeveyni ile kendi gönüllü olarak paylaşmak istiyor: Gel konuşalım, gel anlatayım
ve senin bu objektif ve iyi niyetli yaklaşımına; anne, baba benden de aynı iyi niyeti
göreceksin. Hadi çözüm bulalım, çözüm odaklı olalım diyor çocuğumuz. Aslında inanın bu
kadar basit.
Elbette ki ebeveynler olarak hiçbir şeyi kötü niyetli yapmıyoruz, bunu daha önce de söylemiştim. Ama bir tutumda bir davranışımız da çocuğunuza karşı iyi niyetli olmamız doğru bir davranış anlamına gelmiyor.
İşte biz yanlış tutumlarımızı, ya da eksik tutumlarımızı böyle basamak, basamak azaltarak, o akademik süreci çocuğumuz için daha sağlıklı ve kolay bir yol haline getireceğiz, hiç şüpheniz olmasın.
Randevu İçin