Kendimle başım dertte, diyen çocuğumuza ebeveyn olarak yaklaşımımız nasıl olmalı? Konusuna girmeden önce, ufak bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Şimdi bütün eğitim koçluğu yazılarımızda biz şunu elde etmeye çalışıyoruz; akademik süreç boyunca çocuğumuza ebeveyn olarak yaklaşımımızı, tutumlarımızı bir kez daha gözden geçirmek, yeniden belki düzenlemek ve bu şekilde doğru iletişimi yakalayarak akademik sürecinin daha kolay ilerlemesini, onun başarısının artması yönünde bir ebeveyn olarak nasıl destek de bulunurumun basamaklarını oluşturuyoruz.
Bugünkü konumuz da onlardan biri. Kendimle başım dertte diyen bir çocuğumuz varsa; dönemi ya 14 - 17 yaş arasındaki orta ergenlik dönemi ya da 17 - 19 yaş arasındaki ileri ergenlik dönemi olsun. Bu dönemlerde çok daha fazla bu cümleyi duyabiliyoruz ya da yaşandığını görebiliyoruz, çocuğumuz da. Çok ters bir zamana geliyor bu dönemler; orta ergenlikte LGS dönemine tekabül eden bir dönem ve ileri ergenlikte Üniversite sınavlarına denk gelen süreç. Şimdi bu arada çocuğumuz bir de öğrenci, ergenliği ile baş etmeye çalışıyor ve bunu yaparken de zorlanıyor.
Çünkü bir kimlik oturtma arayışı içinde, kendini keşfetme, kendi ile mücadele etme, çevresi ile bir sorgulama süreci yaşamak, aynı şekilde ailesiyle de bu süreci yaşamak yine bu döneme denk geliyor. Yaptıklarını irdeliyor, doğru mu, yanlış mı, ya da bana göre çok doğru.Siz yanlışsınız gibi birtakım yansımalarını görüyoruz bu iki ergenlik süreclerinde. Ve biz ebeveyn olarak; biraz kendimizi çıkmazda hissediyoruz, nasıl yaklaşacağız? Nasıl yaklaşırsak yaklaşalım olmuyor diyebiliyoruz. Şimdi bu noktada iki durum karşımıza çıkıyor.
Birincisi: Eğer, İşte bu 14 - 17 ya da 17 - 19 yaş dönemi dediğimiz orta ve ileri ergenlik çağında çocuğumuzun artık içinden çıkılamaz gelgitleri varsa ve bu akademik sürecini ve diğer alanlarına, işte aile hayatını, sosyal hayatını ciddi anlamda etkiliyor ise bu noktada ben; bir psikoloğun da takibinde olması ya da bir psikologdan yardım almanız taraftarıyım.
İkinci durum ise; tablo daha stabil, çok kronikleşmiş bir süreç değil, bir takım gelgitler var ama bunlar atlatılabilir, üstesinden gelinebilir şeyler ise, öğrenci - ebeveyn ve öğrenci koçu işbirliği ile gayet güzel tamamlanabilen bir süreçte olabiliyor. Şimdi eğer çocuğunuz bu ikinci durumda ise, yani evet bir ergenlik döneminin tezahürleri yaşıyoruz, bu hem çocuğu zorluyor, hem anne baba olarak bizi zorluyor ve birtakım çözüm yolları arıyoruz, başarılı oluyoruz, başarısız oluyoruz, ne yapmalıyız şeklinde ise ve bir öğrenci koçundan destek alma şansınız yoksa, şöyle birkaç lokal yaklaşım, tutum ile bu süreci yoluna koyabiliriz. Ne yapabiliriz?
Bir: Daha önceki eğitim koçluğu yazılarımda sıkça tekrar ettiğim: Anlayışlı olmak. Hadi olmayalım, elimize ne geçti yani bu süreç yaşanacak. Tıpkı bizim de yaşadığımız gibi. Tabii dönemler farklı. Dolayısıyla onların yaşadığı şekil ya da yansıtma tarzları da farklı ama bu süreç yaşanıyor ve hiç de kısa sürmeyecek. Çünkü ne dedik: 14 -17 orta ergenlik yaş dönemi, 17 -.19 da ki, bu süreç uzayabiliyor ileri ergenlik dönemi. Peki bu süreci bir kaosa döndürmemek ve daha sağlıklı tamamlamak için ne yapabiliriz? Anlayışlı olabiliriz. Yargılamadan, onu dinleyerek, onu kıyaslamadan, ona söz hakkı vererek, duygu ve düşüncelerini anlamaya yönelik içindeki o yaşadığı gelgitleri belki daha iyi empati kurarak anlamaya yönelik bir tarz oluşturabiliriz.
Peki, ikinci durum ne, yapabileceğimiz? Çözüm odaklı bakış açısı geliştirmek yani zaten ortada zor bir süreç var, bunu daha da zorlaştırmamak için sorun odaklı değil, çözüm odaklı bakabiliriz olaylara. Yaşadığın dönemi anlayabiliyorum, duygu ve düşüncelerini, kaoslarını, sorgulamalarını, belki o karşı çıkışlarını, başkaldırışlarını. Ama bu dönem çok da sağlıklı bir şekilde yönetebileceğin bir dönem olabilir diyebiliriz çocuğumuza. Yani sürece teslim olmayabilirsin, süreci sen yönetebilirsin’ i verebiliriz. Sağlıklı ve doğru iletişimle, bu, hem onun içini rahatlatacak, ve normal bir süreç yaşıyorum, evet biraz zor yaşıyor olabilirim, bunun belli alanlara ve akademik sürecime de etkileri oluyor, ama ben bununla başa çıkabilirim’ i ona verebiliriz.
Peki, ikinci durum ne, yapabileceğimiz? Çözüm odaklı bakış açısı geliştirmek yani zaten ortada zor bir süreç var, bunu daha da zorlaştırmamak için sorun odaklı değil, çözüm odaklı bakabiliriz olaylara. Yaşadığın dönemi anlayabiliyorum, duygu ve düşüncelerini, kaoslarını, sorgulamalarını, belki o karşı çıkışlarını, başkaldırışlarını. Ama bu dönem çok da sağlıklı bir şekilde yönetebileceğin bir dönem olabilir diyebiliriz çocuğumuza. Yani sürece teslim olmayabilirsin, süreci sen yönetebilirsin’ i verebiliriz. Sağlıklı ve doğru iletişimle, bu, hem onun içini rahatlatacak, ve normal bir süreç yaşıyorum, evet biraz zor yaşıyor olabilirim, bunun belli alanlara ve akademik sürecime de etkileri oluyor, ama ben bununla başa çıkabilirim’ i ona verebiliriz.
Peki, ikinci durum ne, yapabileceğimiz? Çözüm odaklı bakış açısı geliştirmek yani zaten ortada zor bir süreç var, bunu daha da zorlaştırmamak için sorun odaklı değil, çözüm odaklı bakabiliriz olaylara. Yaşadığın dönemi anlayabiliyorum, duygu ve düşüncelerini, kaoslarını, sorgulamalarını, belki o karşı çıkışlarını, başkaldırışlarını. Ama bu dönem çok da sağlıklı bir şekilde yönetebileceğin bir dönem olabilir diyebiliriz çocuğumuza. Yani sürece teslim olmayabilirsin, süreci sen yönetebilirsin’ i verebiliriz. Sağlıklı ve doğru iletişimle, bu, hem onun içini rahatlatacak, ve normal bir süreç yaşıyorum, evet biraz zor yaşıyor olabilirim, bunun belli alanlara ve akademik sürecime de etkileri oluyor, ama ben bununla başa çıkabilirim’ i ona verebiliriz.
Peki, ikinci durum ne, yapabileceğimiz? Çözüm odaklı bakış açısı geliştirmek yani zaten ortada zor bir süreç var, bunu daha da zorlaştırmamak için sorun odaklı değil, çözüm odaklı bakabiliriz olaylara. Yaşadığın dönemi anlayabiliyorum, duygu ve düşüncelerini, kaoslarını, sorgulamalarını, belki o karşı çıkışlarını, başkaldırışlarını. Ama bu dönem çok da sağlıklı bir şekilde yönetebileceğin bir dönem olabilir diyebiliriz çocuğumuza. Yani sürece teslim olmayabilirsin, süreci sen yönetebilirsin’ i verebiliriz. Sağlıklı ve doğru iletişimle, bu, hem onun içini rahatlatacak, ve normal bir süreç yaşıyorum, evet biraz zor yaşıyor olabilirim, bunun belli alanlara ve akademik sürecime de etkileri oluyor, ama ben bununla başa çıkabilirim’ i ona verebiliriz.
Neticede planlı ve programlı olmanın onun akademik sürecinde, hele ki bu ergenlik sürecinde, fiziksel dağınıklık, kafa dağınıklığı, ruhsal dağınıklık vb. ortamlar için toparlayıcı, düzenleyici ciddi bir etmen, program yapmak. Çocuğumuzun planlı ve programlı olmasında ebeveyn olarak desteğimiz çok önemli.
Şimdi bugünkü konunun aslında kısaca şöyle bir özetini yapmak istiyorum: Bu iki ergenlik dönemi, yani orta ve ileri ergenlik dönemi, büyük sınavların olduğu süreç ile çakışıyor ve çocuğumuzun o ergenlik etkilerini yaşadığı süreçte bir de sınav sürecini idare etmesi gibi bir sorumluluğu var. Burada biz aile olarak; desteğimizi her zaman onun yanında hissettireceğiz. Çünkü bu dönem onun aslında kendisi ile başım dertte diye imgelediği bir dönem. Bazen iş vazgeçmeye gidiyor, terk etmeye gidiyor, her şeyi boşlamaya gidiyor. Buna izin vermemek için, çatışmak yerine ya da sorun odaklı onu yargılamak yerine, çözüm odaklı bakıp, anlayış gösterip, plan ve program yapmasına destek olarak, gayet sağlıklı atlatacağımız bir dönem olabiliyor bu dönem. Aynı zamanda başarı grafiğini yükseltmesine de vesile oluyor bizim bu olumlu tutumumuz.
Lütfen, eğer bu dönemlerle ilgili sizin de yaşadığınız birtakım böyle sorunlar varsa, onları bana e-mail yoluyla yazın, görüşlerimizi karşılıklı paylaşalım, sohbet havasında. Olur mu?
Randevu İçin