BANA BİR GÜVENSEN !

Bugüne kadar ki eğitim koçluğu yazılarımda ebeveynler olarak çocuklarımıza nasıl yaklaşmalıyız ki akademik başarılarının artması yönünde onları destekleyelim konularına değindik. Öncelikle “Başarısız çocuk” olmadığını kabul etmekle başlamıştık bu yola. “Ben de başarılı olmak istiyorum” diyen çocuğumuzun sesini duymakla devam etmiştik. Onun, performansını ve potansiyelini arttırıcı neler yapabileceğimiz yönünde stratejiler oluşturmuştuk. Onlara sorumluluk verip sorgulamamayı, “Beni anlamıyorsunuz” dediğinde dinlemeyi, empatik yaklaşmayı, boynuna taktığımız ipleri çıkartarak yapabileceklerinin farkına varmasının farkındalığını yaşamıştık. “Ders….ders…ders..” İle başlayan tüm cümleleri iletişimimizden çıkartıp yerine daha ılıman , irite etmeyen, şablonlanmamış yeni bir lügat oluşturmuştuk.

Eğer istikrarla bu tutumları uygulamışsak ve “doğru iletişim” kurmayı başarmışsak lütfen şimdi onun bir sitemine daha kulak verelim: “Bana bir güvensen!” “Sana güveniyorum” ile “güvenmek istiyorum” farklı anlamlar içeren iki cümle.

“Güvenmek istiyorum” demek; ne yaparsan yap, çok zor anlamı taşırken: “Sana güveniyorum” her ne olursa olsun güvenmeye devam edeceğim manası taşır.

Şunu diyebilirsiniz elbette: Defalarca şans verdim, her seferinde beni hayal kırıklığına uğrattı, ona karşı güvenimi kaybettim. “Güvenimi kaybetti” dediğimiz kişi bizim çocuğumuz unutmayın. Biz ona güvenmezsek, onun kendine duyduğu güveni nasıl çoğaltabiliriz? Hatalarını, hayal kırıklığı olarak değil, tecrübe, yanılgı olarak değerlendirmezsek onun hatalarının farkına varıp düzeltmesine nasıl olanak sağlarız? Kendini bir “hayal kırıklığı” olarak gören çocuk sadece okul hayatında değil, yaşamda nasıl başarılı olabilir ki?

Hataları, yanlışları elbette “doğru iletişimle” konuşalım. Ortada yalan varsa ; onun üzerinden de konuşalım. Mesela: Sana bu yalanları söyleten şey neydi? Söylemesen nasıl olurdu diye düşün! Söyledin ne kazandın, ya da ne kaybettin gibi… Ancak, yalan söyledi ya da söylüyor diye, nedenleri üzerinde konuşmadan “Sana güveniyorum” dersek, lokal bir yaklaşımda bulunmuş oluruz. Ayrıca, sırf bizi mutlu etmek ya da geçici olarak dahi olsa bizim güvenimizi kazanmak için tekrar yalan söyleyecektir emin olun. Hep ÜSLUP diyorum ya sevgili ebeveynler. O denli önemli ki: Sözcüklerimiz ve cümlelerimiz çocuğumuzla iletişimin iskeletini oluşturuyor. Doğru sözcük ve cümleler o denli sağlam ve sağlıklı bir iletişim oluşturuyor.

Sizden ricam; bir A/4 kağıdına: Çocuğunuzla diyaloglarınızda sıkça kullandığınız kelimeleri, cümleleri yazın. Hatırlamakta zorluk çekerseniz, eşinize ya da sizi iyi tanıyan yakın çevrenize sorabilirsiniz. Hatta bunu daha da genişletelim, eşinizde kullandığı kelimeleri yazsın, hatırlayamadıklarında siz de ona yardımcı olun. Görün bakın nasıl uzun bir liste olacak. Şimdi kullandığınız kelimelerin karşısına yine onlarla aynı anlama gelen farklı cümleler yazın. Yeni cümleler “Ben” ile başlamasın, tehdit, kıyaslama içermesin olur mu? Örneğin: Dersin bitti mi? Yerine: Programını tamamlayabildin mi? Hiç çalışmıyorsun yerine: Bu kadar çalışma sence yeterli olacak mı? Sınıfın en yüksek notunu kim aldı? Yerine: Sınıf ortalaması nasıldı? Kitap okudun mu? Yerine: Son okuduğun kitaptan biraz bahseder misin? Dediklerine inanmıyorum, yerine: Elbette, sana güveniyorum, ancak kafamda soru işaretleri var, bunları giderebilirsen sevinirim. Gibi cümleler koyabiliriz. Gördünüz mü? Aslında cümlelerin muadilleri de aynı anlama geliyor ancak üslup farklı. İşte bu farklılık sağlıklı, doğru iletişimde çok önemli. İçinde; çatışma yok, anlayış ve hoşgörü var. İçinde; dinleyen bir anne, baba, anlatan bir çocuk var. Böylelikle “yalan söylemeye” ihtiyaç duymayacak bir çocuk. Çünkü daha önceki yazılarımda değinmiştim; yalanların temelinde “korku” vardır. Korkmayan çocuk yalan söylemez.

İletişimde anlamak, dinlemek, empatik olmak, yargılamamak, kıyaslamamak ve en önemlisi her ne olursa olsun: “Sana güveniyorum” varsa çocuğumuz korkmaz anlatır. Araştırmalar ebeveynlerin kendilerine güvendiklerini hissettikleri çocukların akademik başarılarının gözle görülür bir şekilde daha yüksek olduğunu göstermiştir. Biz ona güvenelim ve güvenimizi sık sık dile getirelim, yanlış yaptığında güvenimizin sarsıldığını değil, o yanlış üzerine sohbet edelim. Göreceksiniz çocuğunuzun kendine güveni artacak ve bu; akademik sürecini çok olumlu etkileyecektir.

UNUTMAYIN!

BAŞARISIZ ÇOCUK YOKTUR, POTANSİYELİ DOĞRU YÖNLENDİRİLMEMİŞ ÇOCUK VARDIR!  

Randevu İçin